400 sene kadar önce biten cadılığı yakın bir geçmişte yapmaya direnen ve son cadı olarak bilinen Helen Duncan'ın hikayesini derledim.
Doğa üstü kavramlardan biri de cadılıktır. Ancak Avrupa'nın karanlık zamanlarında bu kavram dönemin tarihsel gelişiminde eski Ahit ve İncil gibi kutsal kitapların büyücülüğe karşı bakış açısı şeytan işi olduğu yönünde olmuştur.
Bunun neticesinde Avrupa ve İngiltere'de 1700'lerin başlarında, cadılık kavramıyla ilgili yasalar çıkarılmıştı ve bu yasalar kapsamında cadı avları başlatılmış, mahkemeler kurulmuş ve cadı olarak tanımlanan insanlara dönük insanlık dışı infazlar yapılmıştır.
Bu olaylardan tam yüzyıllar sonra Helen Duncan adlı kadın transa geçip çeşitli yöntemlerle ölü varlıklara bir vücut verdiğini öne sürmekteydi. Kendine çok fazla inanan kişiler vardı. Bunlardan birisi de Vincent Woodcock idi.
Ölü karısının üç sene boyunca katıldığı 19 seansta göründüğünü öne sürdü ve Helen'in, hayatını değiştirdiğini belirtti.
Fotoğrafçı Harvey Metcalfe, Helen'in seanslarından birine katılım gösterdi ve onun ''ruhlarının'' flaşlı fotoğraflarını çekti. Fotoğraflar, ruhların eski bir çarşafa sarılmış boyalı kartonpiyer maskeden yapılmış olan oyuncak bebekler olduğunu ortaya çıkardı.
Bu olay sonrası bir komite Helen'i inceleme altına aldı, yaptığı performans esnasında çıkardığı ''ektoplazmanın'' daha önceden yuttuğu yumurta akı olduğu ve seans esnasında kustuğunu belirlendi.
Bu yaşananlar sonrası yargılanan Helen cadılıkla suçlandı ve Cadılık Yasası'nın hileli ruhani faaliyetlerini de kapsayan daha ağır bir hapis cezası alınması istendi.
Ancak yargılandığı zaman 1700'lü yıllar gibi değildi ve dönemin mahkemesi cehalet, batıl inanç vb. sebeplerden dolayı ötürü Helen'i hileli medyumluk yaptığı için 9 ay hapis cezası verildi. 1951'de hileli araçlar yasası yürürlükten kaldırılmadan evvel Helen Duncan Britanya'nın son cadısı olmuş oldu.
Mary Harker'in ilginç hikayesini sizler için derledik.