Ukrayna krizi ve yükselen enflasyon özellikle Avrupa için stagflasyon endişelerini artırıyor.
Küresel piyasalarda son günlerin en çok tartışma oluşturan ekonomik terimi stagflasyon haline geldi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle beraber enerji fiyatlarında görülen dalgalanmalar ve beraberinde tedarik zinciri krizleri ekonomistlerin stagflasyon adını verdiği yüksek enflasyon ve yine düşük büyüme sarmalının giderek yaklaştığını gösteriyor.
Financial News’in haberine bakıldığında BlackRock Yatırım Enstitüsü Başkanı olan Jean Boivin de stagflasyonun özellikle Avrupa’da giderek yaklaştığı konusunda uyardı. 10 trilyon doların üzerindeki varlığın yöneticisi olan dünyanın en büyük varlık yöneticisi olan BlackRock’ın üst düzey yöneticisi Boivin Avrupa ekonomilerinin stagflasyon konusunda ABD’ye göre daha büyük bir risk altında olduğunu belirtti.
Boivin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kovid sonrası güçlü bir yeniden açılma süreci büyüme ivmesiyle birlikte aynı zamanda sıkışmalar da yarattı. Talebi yeniden başlatmak arzdan daha kolaydır. Bu sürecin 1970'lerden farklı olduğunu ve stagflasyon olmadığını iddia ediyorduk. Bunun sebebi ise ekonomiyi yeniden başlamasıyla birlikte arz kısıtlamalarının önünde sonunda hafifleyecek olmasıydı.
Ukrayna’yla birlikte üstte katmanda gördüğümüz başka bir tedarik şoku daha yaşadık. Yeniden açılma sürecinde enerji fiyatları patlama yaşıyordu ancak bu büyüme tarafından yönlendiriliyordu. Ukrayna’yla birlikte enerji fiyatlarına dışarıdan gelen bir şok büyümenin tersine bir etki yarattı.
Avrupa için önemli olan yer burası. Bu bir miktar 1970’lere de benzeyen klasik tip enerji arzı şoku Avrupa'da olup bitenlerin iyi bir şekilde anlatıyor. Konu sadece petrolle alakalı değil, doğalgazla da ilişkili.
7 Mart'ta başlayan hafta boyunca petrol fiyatında görülen artış 1970'lerde gördüğümüze eşdeğer veya yakındı. Eğer fiyatlar bu seviyede devam ederse, Avrupa için stagflasyondan bahsediyorsunuz demektir.
Gerçek şu ki, fiyatlar oldukça hareketli. Ancak artık enerji fiyatlarının Ukrayna işgali öncesine göre daha yüksek olacağı bir dünyadayız. Bu özellikle Avrupa için kötü bir haber. ABD için durum bu kadar kötü değil zira doğalgaza daha az bağımlı ve daha güçlü bir büyüme ivmesi var.
Fiyatların devamlı olup olmadığını görmemiz gerekecek fakat (stagflasyon) bir ay öncesine göre çok daha yüksek bir risk.”
Merkez bankaları ne durumda?
Dünyanın en büyük merkez bankaları kontrolden çıkan enflasyonu tekrardan dizginleyebilmek için daha sıkı politikalar uygulamaya başladı. Fakat faiz artışlarının enflasyonu tekrardan kontrol edebilmek için yeterli olup olmadığı da tartışılıyor. Boivin konuyla alakalı şu sözleri kaydetti:
“Merkez bankaları zor durumda. Normalleşmemeyi göze alamayacakları çok açık. Ve normalleşme kilit öneme sahiptir.
Bu yeniden başlatma süreci bir kurtarma dönemi değil ve bir ekonomik teşvike ihtiyaç duymaz. Büyük ölçüde kendi başına gerçekleşebilir ve para politikalarını normalleştirmenin zamanı da geldi. Enflasyonun uzun vadede kontrol altında olması gerekiyor. Normalleşmenin yolu budur."
"Ancak merkez bankalarının normalleşmeye ihtiyaç olduğunu fırsatçı bir şekilde kullanarak şahin kimliklerini yansıtma girişimleri var ve bunun için de enflasyonla uğraşıyormuş gibi ses çıkarıyorlar. Hiçbir normalleşme süreci enflasyonla alakalı değildir. Sadece ayağımızı gaz pedalından kaldırıyoruz. Frene basmaları ise zor olacak.”
Boivin merkez bankalarının durumunu, “Enerji fiyatlarındaki şok büyüme göstergeli için olumsuzdur. Enflasyonu hafifletemeyeceklerinden ve kontrol altına da alamayacaklarından büyüme anlamından çok maliyetli olacak bir çıkmazdalar” ifadeleriyle özetledi.