Fikriye Hanım kimdir? Atarürk'ün Aşkı Fikriye Hanım nasıl öldü?
Atarürk'ün Aşkı Fikriye Hanım Nasıl Öldü?
Fikriye Hanım Kimdir?
Fikriye Hanım, Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'ın ikinci evliliğini yaptığı Ragıp Efendi'nin yeğenidir. Ailesini erken yaşta kaybettiği için Zübeyde Hanım ve Ragıp Efendi ona sahip çıkmıştır.
Fikriye Hanım muhtemelen Mustafa Kemal Paşa’nın biricik aşkı olarak konuşulmak isterdi. Ancak ölümündeki şaibe bu durumun önüne geçiyor. Ne var ki neden öldüğüne göz attığımız zaman sevmenin kaderi değiştirecek kadar güçlü bir eylem olup olmadığını sorgulamaya başlıyoruz. 37 yaşında, paşa tarafından çağırıldığı ve uzun zamanlar hizmet ettiği Çankaya’da kendisini vurdu.
Fikriye Hanım Verem hastası olduğu için Almanya’da tedavi oluyordu. Paşa’nın evlendiği haberini alınca hastalığını bir kenara atarak Ankara’ya doğru yola çıktı. Paşayla konuşmalı gönlüne esenlik getirmeliydi. Ankara’ya vardığında paşa ile görüşüp, konuşmak istediğini dile getirir. Ancak köşkün kapısında pek hoş bir muamele görmez. Hastalığından ötürü de bitkin düşen Fikriye Hanım o gece köşkte kalır. Bu durumdan rahatsız olan Latife Hanım derhal köşkten çıkarılmasını emreder.
Araştırmacı Eriş Ülgerin o güne ait notlarında durum şöyle anlatılıyor: Fikriye Hanımı görmemek için köşkten çıkan Latife Hanım geri döndüğünde Fikriye’nin köşkten ayrılıp ayrılmadığını sorar. Hastalığından ötürü hala köşkte olduğunu duyunca, “Hiç dinlemem bir de hasta bakacak halimiz yok. Kov, gitsin “der. Fikriye Hanım gördüğü muamele üzerine köşkten paşayı görememiş bir şekilde ayrılıyor. Geceyi bir otelde geçirirken bir yandan da hastalığıyla cebelleşiyor. Geceyi kötü geçiren Fikriye Hanım belki de ölümün ona yaklaştığını anlamış, paşayla vedalaşmak, gönül diliyle konuşmak istemişti. Özenle hazırlanır ve sabah ezanın peşinden köşke gitmek için yola çıkar. Bu yolculukta paşanın ona hediyesi olan silahı da yanındadır. Köşkün kapısına gelen Fikriye Hanım paşayla görüşmek istediğini bildirmişti. Ancak durum paşadan önce Latife Hanımın kulağına gitmişti. Latife Hanımda Duruma mâni olmuş görüşmenin önüne geçmişti. Paşanın görüşüne çıkamayacağını duyan Fikriye Hanım o zaman anlamıştı ölümü hastalığından değil aşkından olacaktı. Zaten seven kalp ölümden korkar mıydı? Korkmazdı, korkmadı da dönerken daha köşkten uzaklaşmamışken silah sesiyle süsledi gökyüzünü.
Fikriye Hanım Kendini mi Vurmuş Yoksa Vurulmuş muydu?
Sırtındaki delikten dolayı vurulduğunu ama intihar süsü verildiğini iddia edenler olmuş. Ancak Salih Bozok’un notları arasında bu durum şöyle anlatılıyor: Fikriye Hanım kendisini sol yanından vurmuş ve kurşun sırtından çıkmıştır. Hemen Memleket hastanesine kaldırılmıştı. Durumu ameliyatlık olsa bile koma halinde olduğu için ameliyat edilmemişti. Fikriye Hanım hastaneye kaldırıldıktan 2 gün sonra can vermişti. Hastanedeki kayıtlar uygun şartlarda muhafaza edilmediği için günümüze kadar ulaşmamıştır.
Fikriye Hanımın Mezarı Nerde?
Araştırmacı Eriş Ülger, Salih Bozok’un anılarına dayanarak mezarın Kuğulu Park’ta olduğunu söylüyor. Durumu şu şekilde anlatıyor: Fikriye Hanımın ölümünden etkilenen paşa, ölümünden bir gün sonra Salih Bozok’u çağırır. Hastaneye gidip cenaze işleriyle tak başına ilgilenmesini, köşkün altındaki cebeci mezarlığına defnetmesini söyler. Bu durum için,” Fikriye Hanımın defini aramızda kalacak” der.
Fikriye Hanımın kitabını yazan Fatih Bayhan ise mezarının Ulus semtinin eski mezarlığında bulunduğunu iddia etmektedir.
Fikriye Hanımın acıklı ölümünden geriye paşanın kaleminden dökülen şu satırlar kaldı:
İçsem de bir kadeh hayat iksirinden,
Zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye’den,
Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden,
Ümmid-i aşkım saracak seni, cefakar teninden.
Daha fazla yaşam haberi için parafesor.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.