Uzmanlar Arap ülkelerinin Rusya-Ukrayna krizindeki duruşlarını çıkarlara bağladı.
Siyaset uzmanları, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesine karşı Arap ülkelerinin sergilediği resmi duruşların, öz çıkarları ve uluslararası güçlerle olan bağların etkisiyle şekillendiğini belirtiyor.
Rusya'nın 24 Şubat'tan bu yana süren Ukrayna'ya yönelik askeri müdahalesi nedeniyle ABD ve Avrupa Birliği üye ülkeleri Rusya'ya ekonomik yaptırım kararları aldı.
Ukrayna'ya destek veren Batı dünyasının yaptırımlarının hedefindeki Rusya'nın enerjisine alternatif olabilecek Arap ülkelerinin tutumu ise merak konusu oldu.
Suriyeli ve Tunuslu siyaset uzmanları, Arap ülkelerinin Rusya-Ukrayna krizinde sergilemesi muhtemel tutumu AA muhabirine değerlendirdi.
- Arap ülkelerinin Ukrayna'ya yönelik 4 ayrı yaklaşımı oldu
Suriyeli siyaset uzmanı Firas Rıdvanoğlu, Arap ülkelerinin Rusya-Ukrayna krizine yönelik 4 ayrı tutumunun olduğunu söyledi.
Rıdvanoğlu bunları ise şu şekilde sıraladı:
"Birincisi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını kınamak üzere Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda gerçekleştirilen oylamaya katılmayarak tamamen tarafsız kalan Fas'ın sergilediği tutum. İkincisi, tamamen Rusya'dan yana olan tutum ki bunu sergileyen Suriye ve Sudan oldu.
Üçüncüsü, Mısır ve Cezayir gibi herhangi bir taraftan yana olmayan bir tutum sergilediler. Dördüncüsü ve en önemlisi ise Körfez ülkelerinin geleceği okuyarak sergilediği tutumdur."
Fas'ın ABD ve Rusya'nın baskılarından kaçmak üzere tarafsız olmayı tercih ettiğini dile getiren Rıdvanoğlu, Rabat yönetiminin ayrıca ilişkilerinde sorun yaşadığı Avrupa Birliği ile yeni bir çekişmeye girmek istemediğini ifade etti.
Suriye'deki Beşşar Esed rejimi ve Sudan'ın da Ukrayna ile herhangi bir çıkarı olmadığından dolayı Rusya'dan yana tavır aldıklarına dikkati çeken Rıdvanoğlu, "Mısır'ın, nükleer santralinin yanı sıra gemilerin restorasyonu, birtakım askeri ilişkiler konusunda Rusya'yla çıkarları olduğu gibi ABD'yi de öfkelendiremez." değerlendirmesinde bulundu.
Rıdvanoğlu, Mısır'ın Ukrayna'yla da çıkarları olduğuna işaret ederek, zor bir konumda olan Kahire yönetiminin BM Genel Kurulundaki oylamada "evet" oyu kullanmasına rağmen Rusya aleyhinde herhangi bir yaptırım kararı almadığını hatırlattı.
- "Körfez ülkeleri, geleceğin politikalarını okumaya çalışıyor"
Rıdvanoğlu, Arap ülkelerinin en önemli yaklaşımı olan Körfez tutumuna ilişkin ise şunları kaydetti:
"Körfez ülkeleri, geleceğin politikalarını okumaya çalışıyor. Şayet Rusya'nın enerji sektörüne yönelik yaptırımların ömrü uzun olursa Körfez ülkelerine petrol üretimi ve ihracatında daha büyük bir rol düşer.
Dolayısıyla bu ülkeler, gelecekte kendisini bekleyen bir rol olduğunun farkında. Nitekim halihazırdaki tutumlarından bunu fark edebiliyoruz. Bu nedenle Körfez ülkeleri, Rusya ile enerji alanında bir çekişmeye girmediği gibi ABD ile ilişkilerini korumak istiyor."
Körfez yönetimlerinin, dünya piyasalarındaki petrol fiyatlarını koruması için gelecekte kendisinin dengeli bir politika izlemesi gerektiğinin de farkında olduğunu söyleyen Rıdvanoğlu, "Arap ülkeleri, Ukrayna krizinde kendi çıkarları doğrultusunda tutumlar sergilemiş oldu." dedi.
- Arap ülkeleri Rusya-Ukrayna krizine yönelik farklı yaklaşımlar sergiledi
Tunuslu gazeteci yazar Ayide bint Ömer, Arap yönetimlerinin Rusya-Ukrayna krizine yönelik farklı yaklaşımlar sergilediğini ve bunun birtakım ölçüler doğrultusunda gerçekleştiğini ifade etti.
Arap ülkelerinin ABD başta olmak üzere Batı dünyası ve Rusya ile ilişkilerinin ölçülerine dikkati çeken Bint Ömer, söz konusu bölge ülkelerinin ayrıca ekonomik ve siyasi açılardan da iç sahalarının farklı boyutları olduğunu vurguladı.
Moskova ile güçlü bağları olan ve bir şekilde Rusya'nın baskısı altında kalan ülkelerin, gerekçeleri olsun veya olmasın Ukrayna'ya saldırıları destekler bir duruş sergilediğini aktaran Bint Ömer, "Batı dünyasının kısmen veya tamamıyla nüfuz ettiği ülkeler ise Batı'nın baskıları altında siyasi manevra kabiliyetine göre duruşlar sergileyebiliyor." diye konuştu.
Bint Ömer, mevcut şartlarda dünyadaki tüm ülkelerin enerji gibi alanlarda diğer ülkelere muhtaç olduğunu vurgulayarak, Mısır'ın tutumunu ise şöyle değerlendirdi:
"Kahire'nin gerçek bir duruş sergilemesi için krizi tüm boyutlarıyla araştırması gerekir. Kahire'nin, Ukrayna ve Rusya'dan yaptığı buğday ithalatı başta olmak üzere sergileyeceği duruşta olumlu ve olumsuz yansımalara dair her türlü senaryoyu hesap etmelidir. Mısır, tüm bunlardan sonra Batı ülkelerinin Ukrayna'ya destek için kendisine uyguladığı baskılar altında tutumunu belirler."
Arap ülkelerinin Ukrayna krizine dair doğrudan bir duruş sergilemek yerine alternatif seçeneklere yönelmelerinin, muhtemel farklı değişimlere karşı daha iyi olabileceğini savunan Bint Ömer, krizde kendini uzak tutarak diyalog ve diplomasi çağrılarıyla zaman kazanıldığına vurgu yaptı.
Bint Ömer, bu gibi krizlerde bazı ülkeler doğrudan bir tarafa desteğini açıklasa dahi tarafsız kalmanın daha doğru olacağını sözlerine ekledi. (AA)