Dünya üzerindeki tüm bilim insanlarını, komutanları, liderleri… etkileyen bir isim olmuştur. Bu yazımızda, ünlü mucit Albert Einstein’in hayatını değiştiren Max Planck’ı ele alacağız.
1858 yılında Almanya’da dünyaya gelen Nobel Fizik Ödülü sahibi Max Karl Ernst Ludwig Planck, Berlin Üniversitesi’nde profesördü. Tecrübeli akademisyen, genç bilim insanı adaylarını tespit edip onları akademiye kazandırmaktan büyük zevk duymaktaydı.
Öyle ki Albert Einstein’in makalelerini de herkesten önce keşfeden ilk o olmuş ve hemen Einstein’e mektup göndermişti.
Aylarca süren karşılıklı mektuplaşmanın ardından, Einstein’den 21 yaş büyük olan Max Planck’ın 6 Temmuz 1907 tarihli son mektubunda şu cümleler yer almaktaydı:
“Önümüzdeki yıl Bernese Oberland'a gelmeyi düşünüyorum. Evet doğru, belki bu plan epey uzak bir tarihte ama ben daha şimdiden, sizinle tanışarak arkadaşınız olma zevkine erişeceğimi düşünerek mutlu oluyorum.”
Planck, mektubunda da belirttiği üzere ertesi sene İsviçre’ye gelir ve Albert Einstein ile ilk kez yüz yüze tanışırlar. Arada ki yaş farkına rağmen bu arkadaşlık zamanla gelişmiş ve Einstein’in “Genel Görelilik Teorisi”ni yazmasını sağlamıştır.
Bu süreçte henüz daha akademiye kabul edilmemiş olan Einstein için defalarca kez İsviçre’ye seyahat eden Max Planck, adeta Einstein’e ağabeylik görevi yapmıştır.
Profesör Planck, sadece hayat ve fizik hakkında destek olmakla kalmamış; aynı zamanda Einstein’in de akademiye girebilmesi için çeşitli girişimlerde bulunmuştur.
Bu girişimler neticesinde Einstein 1907’de İsviçre’de akademisyenliğe geçiş yapmış olup, hızlı bir yükselişle beraber 1911’de de Prag’da profesör olmuştur.
Artık çok tanınan bir profesör olan Einstein, ilerleyen yıllarda yine Planck’ın desteği ile Almanya’da Keiser Wilhelm Enstitüsü’nde çalışmaya başlamıştır.
Einstein ABD’ye göç ettiğinde ikili arasında bir kırgınlık oluşmuştur. Çünkü dostu ve ağabeyi Planck, Almanya’da kalmayı tercih ediyordu. Zaten ikilinin anlaşabildiği tek ortak noktaları, fizikti. Bunun haricinde ki neredeyse tüm konularda birbirlerine zıt iki kutuplardı.
İkiliyi birbirlerinden tamamen koparan etken ise Nazi Almanyası olmuştur.
Eskiden Almanya’da yaşayan Einstein, Kaliforniya’ya yerleştikten sonra verdiği demeçlerde Yeni Almanya’yı (Nazi Almanyası) sert bir dille eleştirmiştir. Bir Alman vatandaşı olan Max Planck da Einstein’in bu eleştirilerini “iki yüzlülükle” suçlamıştır.
Einstein, adeta hocası konumunda bulunan Planck’ın bu suçlamasına sessiz kalsa da onu ömrünün sonuna kadar affetmemiştir.
Kendisi gibi bilim insanı olacağı düşünülen Einstein'nın oğlu Eduard'ın sonu akıl hastanesi oldu. İşte ailenin hüzünlü hikayesini sizler için derledik.