Tarih 18 Mart 1915... İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nda...
Birinci Dünya Savaşı’nda Almanların yanında saf tutan Osmanlı ordusu, aynı anda dört cephede birden savaşıyordu. İtilaf devletleri yenilmez sandıkları donanmalarıyla kısa sürede Osmanlı'yı saf dışı bırakmayı planlıyorlardı…
1915’te, bu kez Gelibolu Yarımadası’nı hedef alınmış, Çanakkale Savaşı patlak vermişti, Boğazlardan geçerek İstanbul’u işgal etmeyi hedefleyen İtilaf Devletleri, genç Kurmay Albay Mustafa Kemal’in komutasındaki Osmanlı Ordusu'nun destansı savunmasıyla karşılaşmıştı. Savunma destansıydı, fakat insan gücüne ihtiyaç vardı. Zira saldırı sert, kayıplar büyüktü.
Öyle ki cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için başka cephelerden asker getirilemediğinden, en yakın çevreden başlayarak 15 yaşın üstünde, eli silah tutan bütün gençler cepheye çağırılmaya başlandı.
Yetersiz mühimmat ve insan gücüyle kazanılan destansı bir savaş…
Hey 15’li 15’li” diye başlayan Tokat türküsünü hemen hemen herkes duymuştur. Her ne kadar müziği neşeli bir ritme sahip olsa da aslında çocuk yaşta askere gidenler için yazılmış bir ağıttır “15’li”. Ağıtı yazan her kimse, kınalı kuzusunu savaşa gönderen insanların acısına yazmıştır.
Çanakkale Savaşı’nda 100.000’den fazla okumuş ve aydın Türk genci hayatını kaybetti.
Çanakkale Zaferi'nden sonra okulda yapılan yoklamada şehit olmuş bir öğrencinin ismi okunduğunda “Şehit... Cennet-i Âlâ’da!” diye bağırırlardı. Çanakkale Savaşı’na katılan ve şehit düşen öğrencileri sebebiyle birçok lise 1916 1917 yıllarında hiç mezun verememiştir. Yaşları 15 ile 17 arasındaki o şehitlerden geriye isimleri dahi kalmamıştır. Çünkü liseli şehitler okullarına geri dönemedikleri için diploma defterine isimleri yazılamamıştır.
Çanakkale Zaferi her daim kahramanlık öyküleriyle anılır. Bu zafer daha çocuk yaştayken babalarıyla, abileriyle savaşa giden Mehmetçiklerin zaferidir. Okul sıralarından kalkıp vatanı savunmaya koşan bu çocukların çoğunun evden çıkışı son çıkışı, annesine sarılışı son sarılışı olmuştur.
Onların ismi yok muydu? Hayalleri yok muydu? Elbette vardı... Ama onlar bütün isimlerden sıyrılıp Mehmetçik oldular. Bu vatan topraklarını kanlarıyla suladılar. Onlar ki çoğunun adını bile bilmediğimiz Ahmet, Mehmet, Mustafa’lar... Onlar bizim bugünlerimizi yazan kahraman askerlerimiz… Bugünlerimizi o isimsiz kahramanlara borçluyuz…