Enflasyonun %8 civarında olması ve Demokrat başkan için düşük oranlarıyla Cumhuriyetçiler, Kongre'yi geri alma konusunda büyük düşünüyorlardı. Fakat işler planlandığı gibi gitmedi.
Anketçiler ve uzmanlar Joe Biden ve Demokratlara sert bir dille Cumhuriyetçilere karşı seçimi kaybedecekleri hususunda uyarıda bulundular.
Fakat Çarşamba günü, Cumhuriyetçilerin asla gerçekleşmemesini istedikleri dalganın ortaya aslında hiç çıkmadığı gün yüzüne çıktı. Parti kazanımlar etmiş ve Temsilciler Meclisi'ni kazanma durumunu sürdürse bile, Senato çekişmeye devam etti ve Demokratlar beklenenden çok daha iyi bir çıkış yaptı.
Her Şey Ekonomiye Bağlı Değil
Ekonomi ve enflasyon parti seçmenlerinin endişelerinin en üstünde yer alırken, Demokratlara korktukları kadar hasar vermediğini ispat etti. Araştırmacılar, bu durumun ekonomi yavaşlarken kısmen sağlıklı kaldığı realitesini yansıtabileceğini belirtti. Hayat pahalılığı çoğalmasına karşın, büyüme sürdü ve işsizlik azaldı.
Ekonomiyle alakalı duyulan endişeler ülkenin kutuplaşmasını da neden oluyor. Demokratların görüşleri bu sene negatifleşmesi bile, iklim değişikliği, kürtaj ve ırkçılık gibi diğer problemlerin ardında bu tip ekonomik sıkıntıları listeleyerek, hem Cumhuriyetçiler'den hem de bağımsızlardan daha pozitif kalmayı amaçlıyorlar.
Trump'ın gölgesi bu problemleri diri tuttu ve Demokratik tabanın oy kullanmaya istekli olmasına yardım etti.
İlk seçmen araştırmaları, oy katılımına ülkenin birçok bölgesinde bir ara sınav olarak çok iyi bir seviyede olduğunu göstermekte.
Z Kuşağı Seçmenler Boy Gösteriyor
San Antonio Texas Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olarak görev yapan Jon Taylor, verdiği röportajda, "Z kuşağı seçmenleri boy göstermeye başladı" dedi.
Salı günü katılıma kendine mecbur hisseden gençler arasında, anayasal kürtaj hakkının ortadan kalkması sonucu diğer haklarında sorgulayabileceğinden ürktüğünü belirten 19 yaşındaki bir öğrenci olan Jack Pribble "Ben eşcinselim ve kürtaj kararı, Amerikan politikalarının ne kadar baskıcı bir duruma geldiğinin kanıtı." dedi.
Kimi Cumhuriyetçiler ise partilerinin yeteri kadar oy vermemesinin beklentilerin oldukça altında kalmasına sebep olduğunu öne sürdü.
California Santa Barbara Üniversitesi'nden ulaşılan bilgiler, bir cumhurbaşkanının partisinin ortalama düzeyde 1934 ile 2018 yılları arasındaki her ara sınavda 4 senato ve 28 Meclis sandalyesi yitirdiğini açıklıyor.
Justin Buchler (Ohio Case Western Reserve Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü) bir önceki ara sınav neticelerinin Cumhuriyetçi galibiyetin beklenenden çok daha büyük olacağına dair "temel" ve "varsayılan" bir beklentiyi arttımış olabileceğini belirtti.
Trump İçin Referandum
Bu seneki ara sınavlar da Trump'ın mirası ve Cumhuriyetçi Parti üstündeki halen süren etkisi üzerinde bir çeşit test olarak görülüyordu. Texas Üniversitesi'nden Jon Taylor, birçok seçmenin Trump'ın partideki etkisini azaltmak için oy kullanmak isteyebileceğini ileri sürdü.
Taylor ''Burada, bunun başka bir şey olduğu kadar Trump için de bir referandum olduğuyla ilgili bir söylenti var ve destek verdiği adaylara bakacak olursanız, özellikle senato, vali veya sekreterlik için koltuk yarışına giren seçim inkarcılarına dikkat edersiniz. Devlet kademelerinin birçoğu yitirildi. Birkaç zafer olsa dahi, herhangi bir Cumhuriyetçi çoğunluğu veya tabanını genişletebilmiş gibi gözükmüyor." dedi.
